Web Dizayn: H.Şenoğlu
   
  .
  Aşık Hüseyin Eserleri
 

Eserlerinden bazıları:

 

 

Ne Haldeyim Ela Gözün Süzenler

 

Ne Haldeyim Ela Gözün Süzenler

N'olur Suna Boylum Gör Beni Beni

Eşinden Ayrılıp Yaslı Gezenler

Her Sabah Her Akşam Der Beni Beni

Yar Beni Beni, Uy Beni Beni, Vay Beni Beni

 

Konuşursan Sohbet Olam Dil Olam

Değmen Bana, Yana Yana Kül Olam

Sen Bir Bahçıvan Ol Ben De Gül Olam

Uzat Ağ Ellerin Der Beni Beni

Yar Beni Beni, Uy Beni Beni, Vay Beni Beni

 

İnsan Kısım Kısım, Yer Damar Damar

Kaşlar Lam Elif Yüz Şims-i Kamer

Güzelim Beline Olayım Kemer

Yakışır Sevdiğim, Sar Beni Beni

Yar Beni Beni, Uy Beni Beni, Vay Beni Beni

 

Gözüm Görmez Oldu Kanlı Yaşlardan

Hayal Meyal Yatamıyom Düşlerden

Sevdiğim, Üstüne Uçan Kuşlardan

Her Seher Vaktinde Sor Beni Beni

Yar Beni Beni, Uy Beni Beni, Vay Beni Beni

 

Der Hüseyin`im Üstadımı Bulayım

Değmen Bana, Yana Yana Öleyim

Sevdiğim Kapında Kölen Olayım

Müşterim Bulursan Ver Beni Beni

Yar Beni Beni, Uy Beni Beni, Vay Beni Beni

 

 

Başka

Nesini öğeyim size yaylanın

Ötüşür kuşları dilleri başka

Hem duası vardır orda Mevlâ’nın

Giyinmiş yeşili alları başka

 

Kevene karışık biter gülleri

Gayet sarp yerlere iner yolları

Yağmur yağar coşkun akar selleri

Hu çeker dereler selleri başka

 

Gayet sahralıdır yüksektir yeri

Temmuz sıcağında kalıyor karı

Ardıç koytağında* eğlenir arı

Durmaz dalak** yapar balları başka

 

Hüseyin yaylanın güzeldir huyu

Laleden uzundur sümbülün boyu

Ab-ı hayat gibi soğuktur suyu

İçeni mest eder gölleri başka

 

 

Kader Torbası

Kader torbasına elim uzattım

Tecelli kâğıdım karalı çıktı

Ömür defterine bir ol göz attım

Dertlerim içinden sıralı çıktı

 Aman dağlar oy canım dağlar oy

 Neden benim iki gözüm durmaz ağlar oy

 

Uğradığım pınar baştan kuruyor

Kader lamba yakmış beni arıyor

Kime iylik etsem bir taş vuruyor

Dostum düşman oldu ileri çıktı

 Bağlantı

 

Kader beni kaptan kaba aktardı

Koysa idi bu dert bana yeterdi

Evvel yaylamızda bülb ül öterdi

Şimdi başkuş kondu haralı çıktı

 Bağlantı

 

Hüseyin’im kader böyle ne yapsın

Böyle gelmiş gider böyle ne yapsın

Hasta can veriyor tabip ne yapsın

Ciğer parça parça yaralı çıktı

 Bağlantı

 

 

Yetiş

Adı güzel şevketli yâr hastayım

Ecel memurları gelmeden yetiş

Can veriyom ölüm döşeğindeyim

Azrail canımı almadan yetiş

 

Has(i)ret gözlerim yola bakmadan

Kefenim biçilip suyum akmadan

Ecel döşeğinde canım çıkmadan

Ömrümün çiçeği solmadan yetiş

 

Helâl et hakkını gel yanım’otur

Çenem bağlamaya bir yağlık* getir

Salacamdan sen tut mezara götür

Canlar cenazemi kılmadan yetiş

 

Komşularım yok ki kabrimi kaza

Yavrularım yok ki tabutum düze

Karanlık kabire on arşın beze

Sarmadan koymadan ölmeden yetiş

 

Âşıkların cenaze namazını

Güzel kılar güzel yumar gözünü

Ayrılık türküsün ölüm sazını

Günahkâr Hüseyin çalmadan yetiş

 

Öldü
Baştan başa hükmederdi bir zaman
Davut oğlu Sultan Süleyman d’öldü
Omuz verip Kaf Dağı’nı kaldıran
Haz(i)ret-i Hamza pehlivan d’öldü

Firavn köşküne atlı giderdi
Doğudan Batı’ya hüküm ederdi
Bin deveyi bir akçaya güderdi
Veysel Karan gibi çoban da öldü

Kalsa dünya Muhammed’e kalırdı
Can satın alınsa Nemrut alırdı
Çıkmayan canlara derman olurdu
Hekimler hekimi Lokman da öldü

Hani n’oldu “Dünya benem” diyenler
Geldi geçti milyon altın sayanlar
Görünmüyor adam eti yiyenler
Koca devler ile Şahmeran d’öldü

Felek bir değirmen kurmuş öğütür
Şahları aldatır bizi aldatır
Güzellerin efendisi beyidir
Mısırlı Yusuf-ı Kenan da öldü

Türk ulusuna Latin harfi okutan
Düşmanları uzaklardan bakıtan
Saltanat köşkünü yıkıp dağıtan
Atatürk gibi kahraman da öldü

Şu görünen dünya canlarda birgün
Hep ölüp giderler onlar da birgün
Ya bu gün ya yarın günlerden birgün
Derler ki Hüseyin Görsoy da öldü


Yürüdü
Ben de şu âlemi seyran ederken
Baktım ki bir güzel çıktı yürüdü
Gönül defterini devran ederken
Sineme hançeri çaktı yürüdü

Kendi pek güzeldir yoktur menendi
Dedim feriştah mı gökten mi indi
Bir bakışta sinem odlara yandı
Ab-ı zülal gibi aktı yürüdü

Al yeşil giyinmiş kınalar yakmış
Ağ gerdana sarı liralar takmış
Sanırsın bu güzel Cennet’ten çıkmış
Gül ü reyhan gibi kuktu yürüdü

Hüseyin’im mail oldum bir cana
Dili baldır dişi benzer mercana
Tükettim ömrümü ben yana yana
Dünyayı başıma yıktı yürüdü


Yalan Söyler
Şu dünyaya geldim diyen
“Geldim” diyen yalan söyler
Baştan başa güldüm diyen
“Güldüm” diyen yalan söyler

Âşıklardan alır sözü
Ciğerimi yakar közü
Gökyüzündeki yıldızı
“Saydım” diyen yalan söyler

Hazayı gönül hazayı
Herkes de ister tazeyi
Ölmedik bir cenazeyi
“Yudum” diyen yalan söyler

Kalbi fesat umur olan
Cesedinde ağır olan
Anasından sağır olan
“Duydum” diyen yalan söyler

Aradım buldum ortayı
Yükü her yana bir tayı
Pişmedik çiy yumurtayı
“Soydum” diyen yalan söyler

Hüseyin’im boynun eğen
Ah edip bağrın döven
Allah gibi güzel seven
“Doydum” diyen yalan söyler


Geldi
Hak Muhammed Ali zuhur edende
On sekiz bin âlem nuruna geldi
Melekler Âdem’e secde edende
Secde kör şeytanın zoruna geldi

Evveli Muhammed ahiri Ali
Hasan ile Hüseyn bir dalın gülü
Adem Ata halk olmadan evveli
Fadime firdevsin şarına geldi

Hüseyin’im der ki bu böyle oldu
Müminin davası Mehdi’ye kaldı
Onlar şehit oldu murada erdi
Münkir cehennem’in nârına geldi

 

 
  Bugün 1 ziyaretçi (1 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol